16 Mart 2010 Salı

Bir Moda Haftasının Sahne Arkası 4. Gün

4.GÜN

Genç Tasarımcılar2 defilesi, moda günlerinin son günü olan 4.günün ilk defilesi ve o ana kadar en erken saatte yapılan defile. Saat 12.00’de başlayacak defile için 10.30’da kulisteyiz. Henüz içeride provalar yapılırken iki salonlu kulisin diğer salonunda da Deniz Mercan defilesinin hazırlıkları yapılıyor. Üzerlerinde beyaz bornoz, ayaklarında çizmeler olan modellerden birkaç tanesi bir yerde toplanmış havaya tekme atıp gülüşüyorlar. Karate mi yapıyorsunuz diyorum? (Bizim jenarasyonun sorunu bu, o kadar çok Karate-Kid izledik ki her tekme atanı karate yapıyor sanıyoruz) Hayır, bu hareket sırt ağrılarına iyi geliyor diyorlar. Günlerce ayakta durup, bir defileden diğerine koşan modellerin birbirlerine öğrettikleri bunun gibi daha ne çok şey vardır diye düşündüm. Birlikte o kadar çok zaman geçiriyorlar ki… Beklerken bilgisayardan ya da cep telefonundan internete girenlerin favori adresleri tabii ki Facebook. Ama kitap okuyup, bir şeyler yazanlar da var. Üç gün boyunca Twilight serisinden kitaplar okuyan kaç tane kız gördüm sayamadım bile. Bu arada İstanbul Moda Haftası’nın modayla ilgilenen insanlara organizasyonda gönüllü olarak çalışma fırsatı vermesi güzel bir olanak. Böylece insanlar yapmak istedikleri işi deneyebildiler. Aynı zamanda moda blogger’ı olan backstage gönüllüsü Nurdan ile konuştum. Ben çok yorulmuş olması gerektiğini düşünüyordum ama son gün olmasına rağmen o gayet enerjik ve güleryüzlüydü ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını söyledi. İnsanın sevdiği işi yapması böyle bir şey işte. “Modeller son beş dakika içinde buraya geliyorlar, biz de onların giyecekleri her parçayı önceden hazırlamış oluyoruz. Bütün modelleri paylaştık, böylece kim kimi giydireceğini iyi biliyor. “ Önce stylistler ellerinde aksesuar dolu çantalarla geliyorlar ve her şeyi kontrol ediyorlar“ diyor ve ekliyor “yabancı modellerin yerli modellere göre daha uyumlu olduklarını söyleyebilirim. Türk modeller bir sorun çıktığında biraz daha fazla tepki veriyorlar ama onlar da kendi işlerini kendileri yapıyor. Yabancı modeller her konuda yardım istiyorlar.”

Genç Tasarımcılar2 defilesinde yer alan Günseli Türkay, Gül Ağış, Özlem Kaya ve Müge Ersin oldukça heyecanlı görünüyordu ve her biri her şeyi tek tek kontrol etti. Makyajlar ve saçlar doğaldı, yan kuliste devam eden Deniz Mercan defilesinin makyaj tasarımında ise sol gözlere yapılan siyah dantel efekti herkesi epey uğraştırdı.

Defile kulislerinin en heyecanlı kısmı defile öncesi hazırlık olsa da. Bu kulislerde defileler bittikten sonra ki atmosfer de bahsedilmeye değer. Çünkü o ana kadar çalışmış, koleksiyona emek vermiş herkes alkışlanmanın haklı mutluluğunu yaşıyor ve defile bitip kulise dönüldüğünde herkes birbirini özellikle tasarımcıyı tebrik ediyor. Heyecanın yerini artık gurur ve mutluluk almış oluyor. İşin en güzel tarafı kesinlikle bu olmalı. Dört gün süren moda günlerinin üç günü boyunca izlediğim defile kulislerinin ardından; tasarımcılara, modellere, görevlilere, makyaj ve saç artistlerine o meşhur ve beklenen cümleyi söylüyorum “Sizin iş de zor yahu!"

Ayşim Özgür Harper's Bazaar Mart2010

2 yorum:

iyilik, güzellik dedi ki...

müthiş mi olmuş ne:)))şüphe ettiğimi sanma tabi ki müthiş:)))

AYŞİM ÖZGÜR dedi ki...

hahah:)) yaşasıın!