29 Mayıs 2010 Cumartesi

Bir Yıldız Doğdu

An Education’daki rolüyle En iyi Kadın Oyuncu Oscar’ına aday gösterilen 24 yaşındaki aktris Carey Mulligan, ilham veren seçimleriyle moda dünyasına heyecan veriyor.

Moda sahnesi, müzisyenleri ve modelleri sever, doğru. Ama en çok kimleri hepimiz biliyoruz. Film yıldızlarını! Beyazperde’nin yarattığı gizemli hayaller aleminden mi bilinmez, ne zaman bir kadın bir film ile dikkat çekse, moda dünyası’nda da bütün gözler onun üzerine çeviriliyor. Ne de olsa moda da hayalleri en az sinema kadar sever!

Carey Mulligan, bir kaç yıl önce Londra’da rastlayabileceğiniz herhangi bir kız kadar stil sahibiydi belki. Bugünlerde ise sıklıkla Audrey Hepburn’e benzetilen ve onunki ile karşılaştıran stili ile moda dergilerinin sevgilisi olmuş durumda. Hepburn’e nazaran Carey; belirgin desenler, yoğun materyaller ve çarpıcı renkler kullanmaktan kaçınmıyor. Ama nasıl oluyorsa bütün bu iddialı kıyafet ve aksesuarlar onun üzerinde bambaşka bir şekilde hayat buluyor. Yaşınız kaç olursa olsun görünce insanın içinde arkadaş olma isteği uyandıran kızlar vardır. Sanki Carey’le arkadaş olup Londra’da müzikale gidebilirsiniz. Muhtemelen üzerinde vazgeçemediği siyah boyfriend ceketi ve tayt olurdu. Ya da New York’ta sıradan bir gün geçirmek için onunla buluşmaya gittiğinizde yanınıza fiyonklu babetleri ve V yaka triko elbisesiyle gelirdi. Kim bilir belki öyle yakın arkadaş olurdunuz ki Carey kırmızı halı davetine hazırlanırken sizden fikir isterdi. Ama sonunda muhtemelen yine de Prada tasarımı bir elbise giyerdi. Ne de olsa o, Miuccia Prada’nın ilham perisi. Prada elbisesine eşlik eden kusursuz yüzü ve kırmızı rujuyla da sofistike görünümünü tamamlardı.

Carey Mulligan, belki biraz da stil danışmanı Tiina Laakkonen yardımıyla Lanvin ve Thakoon’un en havalı tasarımlarını buluyor. Tecrübeli ve yetenekli bir stilist ile çalışmanın avantajını “ ben aslında modayı pek fazla umursamıyorum. Sadece harika bir stil danışmanı ile çalışıyorum. Özel hayatım söz konusu olduğunda ise sadece her şeyin basit ve pratik olmasına özen gösteriyorum.” Diyerek açıklıyor.

Mulligan iddialı ve enerjik seçimleri kadar klasik olanları da seviyor olmalı ki, küçük siyah elbise de vazgeçilmezi. Elbette bu onun garantici ve kestirme yoldan şık görünmenin peşinde olduğu anlamına gelmez. Çünkü özgün aksesuar seçimleriyle siyah renk tutkusunu sıkıcı olmaktan uzaklaştırıyor. Bu zıtlıklardan doğan uyumu ne kadar iyi taşıdığının bir göstergesi gibi. Çünkü her kadına kolay kolay yakışmayan ve riskli bir tercih olan pixie saç kesimini de bazen asi bir halde şekillendirerek çiçek desenleriyle eşleştiriyor. Bazen de zarif bir şekilde şekillendirerip dikkar çekici elbiselerini giyiyor.Yani kalıplara bağlı kalmayı sevmediğini göstermekten çekinmiyor. Bu haliyle onu görenlere “ Jean Seberg yaşıyormuş!” dedirtiyor. Evet, Carey için Audrey Hepburn’den çok modern zamanların Jean Seberg’i demek mümkün.

Herkes onun ne giydiğini konuşurken o, bu durumdan “aslında bu iş biraz yorucu. Ama ben seçimlerimi entresan, ve eğlenceli olanlardan yana yapıyorum. Böylece aynı zamanda zevk almış oluyorum.” diye bahsediyor. Görünen o ki, genç yıldız da her kırmızı halı davetinde ne giydiğini merak ettiğimiz aktrisler listesine eklendi.

Ayşim Özgür, Harper's Bazaar

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Bilgisayarı kapatıp Chocoist’e koşar adım gidesim geldiii:))

gunesyuksel dedi ki...

koyu renk sac daha cok yakısmıs bence..

** bi de yorum ayarlarından kelime dogrulamayı hayır die işaretleyip kaldırırsan, cunku yorum bırakmamız cok zor oluyor..

*STYLEBOOM* dedi ki...

ahaha gitti benim carey mulligan post hazirligim:)) ben de ozellikle vionnetleri ona cok yakistiriyorum!