22 Haziran 2010 Salı

Hürrem Sultan'ın parfümü piyasaya çıkıyor

Bihter Türkan Ergül (32) kişiye özel kokular hazırlayan, bu konuda seminerler ve atölyeler düzenleyen bir koku uzmanı. 15 yıldır kokularla ilgileniyor. Röportajı yapmak için atölyesine gittik; her yerde formüller, küçük esans şişeleri ve bitkiler vardı. Kendisi de bu durum için “200 yıl önce yaşasaydım beni cadı diye yakarlardı” diyor

Kurumlara özel kokular neye göre seçiliyor? Nasıl hazırlanıyor?

Genelde psikolojik olarak alma duygusunu harekete geçiren kokular tercih ediliyor. Mesela araba almak için gidip test sürüşüne çıktığınızda yeni araba kokusu duyarsınız. O koku size kendinizi güçlü hissettiren bir kokudur. Sahip olma dürtünüzü arttır, egonuzu harekete geçirir. "Ben buna sahip olmalıyım çünkü bunu hakediyorum, bu güç bende var." Gibi şeyler düşündürür. Bütün araba firmaları farklı kokular kullanır. Örneğin spor, hız arabaları üreten firmaların arabaları daha portakallı kokarken jeep gibi büyük arabalarda paçuli tarzı kokular tercih edilir. Çünkü büyük araba kullanmak güç ve güvende olma ihtiyacına karşılık gelir. O arabalarda sandallı ve odunsu kokular kullanılır. Mesela şu anda bebek mağazasına gidin, bebek pudrası kokusu alırsınız. Çünkü o koku annelik içgüdüsüne hitap eder. Örneğin Kahve Dünyası, Caffe Nero, Starbucks gibi yerler de kendilerine özel kurumsal kokular kullanıyorlar. Bu daha sektör haline gelmeden önce Mısır Çarşısı'ndaki Kurukahveci İhsan Efendi'nin dükkanının kokusunu herkes konuşurdu. Mısır Çarşısı'na girince burnunuza hemen oranın kahve kokusu gelir evinizde kahve olsa bile yine de gidip alırdınız. Çünkü beş duyu algınızdan koklama en çok ön planda olandır ve hayatta kalma dürtünüzle doğru orantılı. Buzdolabından bir şey aldığımızda üzerine son kullanma tarihi yazsa bile önce koklama ihtiyacı hissederiz. Halbuki şu anda yaşadığımız şehir hayatında, metropollerde böyle bir şeye ihtiyacımız yok ama yine de yapıyoruz. Sony firması kurumsal kokuyu ilk kullananlardan. 50 ayrı şehirdeki mağazalarında 50 farklı koku kullanıyorlarmış. Bunun sebebi her şehirde yaşayan insanları farklı kokuları sevmeleri. Doğu kökenli ve doğuda yaşayan kişilerin koku almasıyla Rusya gibi soğuk bir ülkede yaşayan insanların koku almaları farklı. Bu yüzden kurumsal kokular kıtalara, şehirlere, genetiğe göre tasarlanmalıdır.

Alışveriş merkezlerinde, mağazalarda nasıl kokular kullanılıyor?

Alma güdüsünü harekete geçiren kokular tabii. Örneğin bir mağazada kıyafet denediniz ve beğendiniz. O mağazanın kokusuyla birlikte o beğenme güdüsü beynin ilkel bölümüne flaş bellek gibi kaydediliyor. O kokuyu başka bir zaman duysanız bile o anda aldığınız hazza götürür sizi ve mağazanın önünden geçerken kokusu sizi yine oraya çeker. Bu yüzden pek çok mağaza uzun süre aynı kokuyu kullanır. Böylece sadakat oluştururlar.Kokularla sadakat, cesaret, korku, saygı yaratılabilir. Mağazalar da bunu kullanır.

Siz şu anda hangi kurumlara koku hazırlıyorsunuz?

Caffe Nero, Zen pırlanta, Koleksiyon mobilya, Damat&Tween, Zara, Sheraton oteller. Şu anda Türkiye'de yaklaşık 15 firma ile çalışıyorum.

Mağazaların sattıkları ürünlere göre koku seçimi nasıl oluyor?

Mesela bazı yerlerde yemeğinizi yiyip hemen oradan çıkmak istersiniz ama herkes Starbucks'ta uzun uzun oturuyor. Çünkü kahve kokusu; huzur, keyif, rahatlık, dinginlik ve sohbet hissi uyandırır. Bizim bilinçaltımızda da kahveyi sohbetle eşleştirmek var.

Bu kokular mekanlara nasıl sıkılıyor?

Havalandırmadan veriliyor genelde koku. Elbette büyüklüğe göre değişiyor. Mekan 150 metrekarenin altındaysa bir cihaz var. Onun dakikasını kuruyorsunuz ve örneğin 15 dakikada bir o koku sıkılıyor. Havadakı moleküller bitince aynı kokuyu tekrar veriyor. Mağazalarda günün başından sonuna kadar aynı kokuyu aynı miktarda alırsınız. Gece klüplerinde ise kokular ışıkların yanına konulur. Çünkü koku ışıkla birlikte daha hızlı yayılır.Oralarda koku seçimi mekana ve hitap ettiği kitleye göre değişiyor. Hareketli ortamlarda vanilya ve çikolata gibi kokulardan uzak durulur çünkü çikolata ve tatlı kokular sizi oturup sohbet etme ihtiyacına iter. Eğer mekan dans edilecek bir yerse okaliptus, çam gibi daha keskin ve hareket ettiren kokular kullanılır.

Elektronik eşya satan yerlerin kokuları nasıl oluyor?

Sony'nin kullandığı formülde yeşil saplar denen kokular var. Yani bitkilerin keskin, net kokuları. Hatta bir elektronik eşyanın paketini açtığınızda o kokuyu alırsınız. Koleksiyon mobilya için sandal kokuları kullanıyoruz. Netlik veren duygu odun kestiğinizde, ağaç kabuğunu elinize aldığınızda duyduğunuz kokuya benzer. Mobİlya alırken doğayla iç içe olma duygusunu uyandırsın diye. Koku hafızası fotoğraftan daha etkilidir.

Koku hafızası nedir tam olarak?

Şöyle bir hikaye var: Bir aile çocuğuna bakamadığı için onu 2,5 yaşındayken başka bir aileye evlatlık veriyor. Fakat yıllar sonra tekrar ortaya çıkıp çocuğa sen bizim çocuğumuzsun diyorlar. Çocuğu yıllar sonra o eve tekrar götürüyorlar ama çocuk asla kabullenmiyor ve o evi benimsemiyor. Çocuk birgün o evde çatı katına çıkıyor ve bir sandıktan gelen kokuyu duyuyor. O sandık çocuk bebekken beşiğinin yanında duruyormuş. Çocuk o kokuyu duyduktan sonra söylenenlere inanıyor. Zaten bebekler dünyaya geldiklerinde anne kokusunu ve kalp atışlarını duyduklarında rahatlarlar ve güvende olduklarını hissederler. Bebeklerin daha anne karnındayken gelişen ilk algısı koku alma duyusudur. Mesela Etiyopya'da bebek doğunca 7 gün boyunca anne ve babayı aynı odada tutarlarmış, kokuları sinsin diye. Gerçek bebek odası böyle hazırlanıyor oralarda. Ve düşünsenize bunları kabileler yapıyor. Çünkü anne ve babasının kokusunun yerleştiği odada bebek kendini daha huzurlu hisseder. Kaygılı ve panik halde olan anne farklı bir koku salgılar ve bunu duyan bebekler ürker. Bu yüzden hayvanlar da kızgın ya da üzgün olduğumuzda salgıladığımız kokudan bunu hissederler.

Reyon mağazacılığı yapan ve çok çeşitli ürünler satan büyük yerlerde bir tek koku mu kullanılıyor peki?

Oralarda reyon reyon değişir kokular. Zaten mağazaya özel koku kullanan ilk yer dünyanın ilk alışveriş merkezi de sayılan "Galeries Lafayette". 1900'lü yılların başında Paris'te bir metro istasyonuna tren geldiğinde oradaki havada ve kokuda bir ferahlama oluyormuş. İnsanlara da hareketlenme rahatlama hissi geliyormuş. Bunu da Lafayette'in kurucusu Theophile Bader farkediyor ve araşırırınca tren istasyona geldiğinde oraya bir koku sıkıldığını öğreniyor.Tabii sonra bunu Lafayette'te de uyguluyor. Daha sonra mağazalarda koku emisyonu uygulaması Amerika'da da yayılmış.

Siz kişiye özel koku yapıyorsunuz. Kişiye özel koku nedir?

Her insanın tükettiği gıdalar, ten rengi, giyim tarzı farklı. Bütün bu unsurlar koku seçiminde göz önünde bulundurulmalıdır. Yeni doğum yapmış bir kadının hormonel dengesi farklı olur örneğin, bu yüzden her şey koku seçiminde bir etkendir. Biz kişiye özel koku hazırlarken insanların yaşadığı duygusal travmaları, yaşadıkları ani bir duygu değişikliklerini de göz önünde bulunduruyoruz. Kişinin son zamanlarda yaşadığı aldatılma, terk edilme gibi bir durum varsa ona özel hazırladığımız kokuya tedavi amaçlı, travmatik durumu giderici kokular da koyuyoruz. Mesela bazı parfümleri sıktığınızda iştahınız kapanır. Onların içinde kekik ya da kişnişvari kokular vardır ve size doygunluk hissi verir. Ama bazı parfümler de yeme ihtiyacınızı arttırır. Yani rejim yaparken bile parfüme dikkat etmek gerek. Mesela birinde bir kokuyu çok beğenirsiniz, gidip alırsınız ama size hiç yakışmayabilir.

Kişiye özel koku konusunda değişik talepler geliyor mu?

Mesela son zamanlarda gelin kokuları da hazırlamaya başladık gelen talepler üzerine. Ama gelinin vücuduna değil gelinliğe sıkılıyor. Çünkü gelinler o gün her zamankinden farklı duygular hissesebilir. Koku size özel hazırlanmış olsa bile o heyecanlı günde koku, an be an değişen duygularınıza uyum sağlayamayabilir. Bu yüzden koku gelinliğe sıkılıyor ve gece boyunca gelin hareket ettikçe etrafa yayılıyor.O kokuyu duyduklarında fotoğraf gibi o gün akıllarına geliyor. Markafoni ile anlaştık internetten satış için.Şimdi damatlar da istemeye başladı.

Erkeklerle kadınların koku algılamaları, özel kokulara olan ilgileri farklı mıdır?

Koku algısı cinsiyetle göre değil kişiye göre değişir. Ama erkeklerin kadınlara göre kokuya daha meraklı olduklarını söyleyebilirim. Müşteri portföyümden ve gelen taleplerden bunu anlıyorum. Erkekler hem kendileri hem de sevgilileri, eşleri için farklı koku arayışındalar. Gerçi benim seminerlerime daha çok kadınlar katılıyor ama yenilik arayan,trendleri takip eden, yeni şeyler denemeyi seven,kendim için ne yapabilirim diyen herkes ilgileniyor kişiye özel kokularla.

“Topuklu ayakkabı giyenler vanilyalı koku kullanmasın”

Kişiye özel kokuyu hazırlarken neler soruyorsunuz? Nasıl ediniyorsunuz o bilgileri?

Bir formumuz var onu doldurtuyoruz. Yeme alışkanlıkları, akol, sigara, çay, kahve, baharat, et tüketim sıklıklarını öğreniyoruz. Gözlük kullanımı önemli mesela. Bunu sorunca herkes ne ilgisi var diyor ama gözlüğü burnumuzun üzerinde taşıyoruz. Çok keskin kokular migreni tetikleyebilir, dikkat ve görme azalmasına sebep olur. Gözlük kullanıyorsanız daha yoğun kokuları kullanmaktan kaçınıyoruz. Örneğin bir kadın sürekli topuklu ayakkabı giyiyorsa kasları kasılır ve vanilyalı kokular o vücutta hoş durmaz. Daha kadınsı kokular gerekir. Bu yüzden giyim stiliyle de çok önemli bir nokta. Çok spor giyinen birinin baharatlı kokular kullanması çok uygun olmaz. Yaş döngüsü, doğum yapıp yapmadıkları gibi sorular soruyorum. Yüz yüze konuşmayı mutlaka tercih ediyorum ve yaklaşık yarım saat, bir saat süren bir konuşmadan sonra kokuya karar veriyoruz. Şehir dışında yaşayanlardan da detaylı form, fotoğraf istiyorum. Çünkü saçları açık mı kapalı mı bunlar da önemli. Saçların boyna değmesi bile kokuyu değiştirir.

Kokuyu hazırlamanız ne kadar sürüyor?

Sekiz günlük çalışmadan sonra kokuyu tamamlıyoruz. Zaten sipariş aldığımızda atölyemizde çalışmalar yapıyoruz. Her yerde formüller, kaynayan kokular var. Röportajı orada yapmak istedim ama bugün orda başka bir çalışma vardı. 200 yıl önce olsa bizi cadı diye yakarlardı (gülüyor)

Kullandığımız parfümün bizim için doğru olup olmadığını nasıl anlarız?

Burun ve ten kabullendiği kokuyu belli bir süreden sonra hissetmez. Eğer siz sürekli sıktığınız parfümün kokusunu alıyorsanız burnunuz onu kabullenmiyor ve onunla savaş yarışıyor anlamına geliyor. Kokuyu sizin değil etrafınızdakilerin alması önemli. Vücut doğru olan kokuyu kabullenir ki, dış dünyadaki diğer kokuları daha iyi alabilsin.

“Itır ile ikna gücünüzü artırın”

İnsanların koku seçimlerinde meslekleri etkili midir?

Evet. Örneğin reklam ve pazarlama işi yapanların farkında olmadan ıtır çiçekli kokuları tercih ettiklerini biliyoruz. Çünkü ıtır çiçeği sunum yaparken ya da bir şey satarken, kabul ettirme gücünde etkili bir kokudur. Avuç içinize ıtır çiçeği sürüp biriyle tokalaşırsanız büyük ihtimalle bir projeyi alırsınız. Organik olduğu için tenden emilir ve karşıdakinin beynine sizin doğru işi yaptığınız mesajını gönderir. Bir araştırma yapmışlar ve pek çok reklamcının yüzlerce koku arasından seçim yapmalarını istemişler. Çoğu farkında olmadan içinde ıtır olan kokulara yönelmiş. Çünkü ilkel dürtüler, bilinçaltı zaten bizi kontrol ediyor ve kendimizi onun akışına bırakırsak doğru seçimler yapıyoruz. Bilinçüstü zihinle olması gereken kalıpları tercih ederseniz, yeni çıktı ya da moda oldu diye bir kokuyu seçerseniz zorlanırsınız. Mesela öğretmenler ve eğitmenler narenciye kokularını tercih etmeliler hem kendileri zinde kalmak için hem de bilgi aktarırken karşıdakilerin bilgiyi sahiplenmeleri için. Aslında farkında olmadan eskiden okullarda sıralarda, öğretmen masalarında olan limon kolonyolarının sebebi bu. Dezenfekte etkisi de var. Limon gibi mikrop öldürücü özelliğe sahip meyvelerin zihin açıcı ve dinç tutan özellikleri de vardır.

Bir süredir padişahların ve sultanların kullandıkları kokularını araştırıyorsunuz. Neler öğrendiniz?

Ben zaten tarihle çok ilgileniyorum. Biraz araştırınca kişiye özel kokunun zaten çok eskiden beri olduğunu, tarihe yön veren kişilerin kendilerine özel kokuları olduğunu gördük. Topkapı Sarayı'nın çok detaylı bir koku arşivi var ve çok titizlikle saklanıyor. Her sayfa nerdeyse cımbızla çevriliyor. Bu yüzden beni içeri almadılar ama oraya girebilen bir heyet var. Onlardan öğrendiğim bilgilere göre Hürrem Sultan 70 gram lavanta yağı ile masaj yaptırırmış. Sakinleştirmek için. Osmanlı arşivi zaten dünyadaki en büyük arşivlerden biri. Bu arşivde hangi padişahın, hangi gözdenin, ikbalin ne kadar esansla ne kokusu kullandığı yazıyor. Şimdilerde şık bir şişede karanfil kokusu kullanmak cazip gelmeyebilir ama o yıllarda Hürrem Sultan gül yağı, karanfil kullanıyormuş. Örneğin Abdülhamit'in limon kokusunun içine nane yağı damlatılırmış. Bu da onun çok fazla baş ağrısı çeken bir insan olduğuna dair bir ipucu. Zaten Abdülhamit'in Beylerbeyi Sarayı'nda göz hapsinde tutulduğu yıllarda çok fazla migren atağı geçirdiği söyleniyor. Napolyon'un da limon ve naneyi çok kullandığı biliniyor örneğin... Yavuz Sultan Selim ise kehribar ve çam tercih edermiş.Çünkü cesareti arttırır ve yorgunluğu alır. Osmanlı Haremi'nde hakim olan kokunun ise misk ve amber olduğu biliniyor.

Bu kokuları onlara kim hazırlıyormuş?

Onların simyacıları vardı. Aslında biz bu bilgilere o zamanlar Topkapı Sarayı'nda kokucu başının tuttuğu notlar sayesinde ulaşıyoruz. Çünkü saraya 100 gram gül yağı geliyorsa kokucu o yağı adaletli bir şekilde dağıtmak zorunda. Bu yüzden de defterler tutuyormuş. Sarayda koku konusunda bile bir hiyerarşi vardı elbette. Yetmiş gram gül yağını Hürrem'e verebiliyorlardı ama saraya yeni gelen bir cariyeye vermeleri mümkün olamazdı. Mikrop öldürücü, tedavi amaçlı kullanılan yağları dengeli bir şekilde dağıtmak zorundalardı. Onların kime neyi ne kadar verdiklerinin notları sonucunda kimin neyi sevdiği hakkında fikir yürütüyoruz.

Neden yaptınız bu araştırmayı?
Bir yıl önce Sultan Kokuları projesine başladık. Ulaştığımız bilgilerle Hürrem’in kokusunu hazırladık. Gerçi farklı dönemlerinde farklı kokular kullanmış. Çiçek kokuları da kullanmış, sedir de kullanmış. Hürrem iksiri
10-15 gün içinde piyasaya sürülecek. Ama fabrikasyona girmek istemiyorum çünkü o zaman işin esprisi kaybolur. Sıra da Kleopatra ve Kösem Sultan’ın kokusu var.

Atatürk'ün ne tür kokular kullandığı biliniyor mu?

Baharatlı ve ağır kokuları sevmezmiş. Bildiğimiz kadarıyla Erzurum ve Sivas’a gittiğinde oradaki karışık durumlar sırasında misk kullanmış. Misk soğukkanlı olmayı ve kriz yönetmeyi sağlar. Ama günlük hayatında lavanta ve hanımeli kolonyası kullanırmış.

Hazırladığınız kokuların sağlıklı ve güvenilir olduklarını nasıl kanıtlıyorsunuz?

Kullandığımız malzemelerin organik olduklarını kanıtlayan belgelerimiz var ve yüzde yüz doğada bulunan maddeleri kullandığımıza dair izinler alıyoruz.

Aşk ve koku arasında nasıl bir bağlantı var?

Genelde afrodizyağı güçlü, ama aynı zamanda masum duyguları da harekete geçiren kokular aşkı anımsatır. Ama kadınlarda ve erkeklerde bu değişir. Gül çok yoğun bir afrodizyaktır ve başka şeylerle karıştırsanız bile bu özelliği devam eder. Yasemin de afrodizyaktır. Gül de yasemin de tanrıça bitkiler oldukları için savaşırlar. Genelde gül kokusunu sevenler yasemini sevmez ya da tam tersi. Gül ve yasemini aynı parfümde karıştırmak iki tane dominant insanı aynı yerde tutmaya çalışmaya benzer.Mutlaka onları dengeleyecek başka bir şey gerekli. Birbirlerini sevmezler ve kolay kolay karışmazlar.

İnsanlar eşlerini seçerken koku çok etkilidir deniyor, bu doğru mu?

Daha mağara döneminde konuşma, yazı gibi iletişim yöntemleri gelişmemişken kadınlar mağaraya en çok et getiren, avlanan, savaşçı erkekleri kokusunda tanır ve öyle seçerlerdi. Kadınlar o dönemlerde güvende olduklarını hissetmek için savaşçı erkeklere ihtiyaç duyuyorlardı. Şimdi de kaygılı erkekle kendine güvenen erkeğin salgıladığı koku farklı oluyor ve kadınlar bunu duyuyorlar. Erkekler daima kendi karakteristik özelliklerini yansıtan kokuları herkese yayarlar ama kadınlar sadece onayladıkları ve seçtikleri erkeklere kokularını verirler. Aslında hepimizin tepesinde neredeyse duman duman salgıladığımız koku bulutları var. Zaten bunları görebilen kameralar üretmeye başladılar bildiğim kadarıyla. İnsanlar birbirlerine kokularıyla farkında olmadan mesaj gönderirler. Örneğin annelik yapma içgüdüsüne sahip olan bir kadın o dönemde kaygılı, şefkate ihtiyaç duyan erkekleri seçer. O erkeklerin salgıladığı koku ona çok güzel gelir çünkü annelik duygusunu hareketlendirir ve kadın ona şefkat verir. Böyle eşleşirler. Bir insan çok güzel ya da çok yakışıklı olabilir ama kötü kokuyorsa ne kadar uzun süre yanında durabilirsiniz ki... Mesela Kleopatra Sezar'a gönderdiği mektuplara kakuleye yatırırmış. Böylelikle karşı tarafa güven hissettirirmiş. Kokular simyadır aynı zamanda ve onları kullanarak birçok şeyi elde edebilirsiniz. 1777 yılında İngiltere'de kokuyu kullanarak erkekleri evliliğe ikna etmek ölümle cezalandırılmış.

Bir parfümün sahte olduğu nasıl anlaşılır?

Bunu kalıcıkla açıklamak yanlış. Çünkü sahte bir parfüme de yoğun silikon koyarlarsa kalıcı olur. Aslında anlamanın en doğru yolu dikkatli bir şekilde koklamaktır. Gerçek parfümün kokusunda bir duruluk vardır. Sahte parfümlerdeki sentetik esans buruk bir koku verir. Aslında burnunuz sizi yönlendirir ve doğru olana götürür. Bakın, sokaklarda çöplerden yemek yiyen hayvanlar zehirlenmiyorlar. Çünkü hangisinin kendisine yararlı olduğunu koklayarak ayırt edebiliyorlar.

Uyurken koku almaya devam ediyoruz değil mi?

Uykuya dalarken önce görme sonra işitme duyumuz yavaşlar. Ama koku duyumuz hiçbir zaman tamamen devre dışı kalmaz. Yangın olduğunda bile önce kokuyla uyanırsınız. Koku, bizi hayatta tutan algımızdır bu yüzden de kendini bırakmaz, kolay kolay dinlenmez. Koku algınıza hükmedemezsiniz çünkü burnunuzu bir yere kadar kapatabilirsiniz.

Yaşam Alanlarımızda Nasıl Kokular Kullanmalıyız?

  • Oturma yerlerinde : Itır çiçeği, bergamot, semra çamı, portakal, turunç, gül, sedir, Hint limon otu, lavanta, mersin
  • İş yerlerinde : Hint limon otu, limon, bergamot, mersin, Semra çamı, melez lavanta.
  • Çocuk odalarında : Kır papatyası, rezene, mandalina, tarçın, portakal.
  • Yatak odalarında : Fas turuncu, gül, lavanta, kananga, santal, portakal, sedir.
  • Sigara içilen ortamlarda : Adaçayı, Hint defnesi, ardıç, Semra çamı, limon.
Ayşim Özgür,Milliyet Cumartesi- İzinsiz kullanılamaz.

3 yorum:

vintage peony dedi ki...

Muhteşem bir çalışma olmuş. Her kadın gibi, benim de kokulara zaafım olduğu için keyifle okudum. Ayrıca bu konuda epey bilgi sahibi oldum senin sayende Ayşim, teşekkürler :)

AYŞİM ÖZGÜR dedi ki...

çok teşekkür ederim:) koku konusu benim de en çok ilgimi çeken konulardan biri. Beğenmene çok sevindim...

Kahve Keyfi... dedi ki...

Koku...en duyarlı olduğum şey:) Hatta sıklıkla düşündürür beni eski yaşamımda köpekmiydim acaba diye:))) güzeli de kötüyü de fena şekilde algılıyorum.Röportajın çok başarılı olmuş papatyam.Koku ile ilgili her şeye değinmişsin ve bu sayede bizlere de bir çok bilgi aktarmışsın.Okurken bizim satışları arttıracak koku projesi yarattım bile kafamda :))) öpüyorum seni.Tebrikler