3 Ocak 2011 Pazartesi

Boxing day izlenimleri

Umutsuz bir alışverişkolik olarak, her zaman televizyonlardan izlediğim 'boxing day'in nasıl bir şey olduğunu hep merak ederdim. Boxing day, Noel'den sonra her yerin indirime girdiği, insanların gece yarısı sıraya girdiği ve kadınların bir çift ayakkabı için birbirini ezdiği (o sıradan) günlerden birine deniyor. Yani Amerika'nın Black Friday'i gibi.





Sonunda Londra'da bir boxing day tecrübesi yaşama şansım oldu, ya da belki de şanssızlığım demeliyim. Büyük indirim olayı özellikle Selfridges'de büyük coşkuyla yaşanıyordu:) yukarıda gördüğünüz fotoğraflar da Selfridges mağazasının önü ve içi.
İçeri girmek için kapıda insanların oluşturduğu kuyruk, ben diyeyim 3 siz deyin 4 kilometreydi:) ee kapıya "neredeyse bedava" diye yazılar asmışlar. Modaseverler beklemesin de n'apsın?

Ben mi? Ben tabii ki sıra beklemedim. Alışveriş aşkım ne kadar büyük olursa olsun sıra beklemeye hiç tahammül edemiyorum. Ama içeri sıra beklemeden girmenin bir yolunu buldum. İnanın kimsenin hakkını yemedim, kimseyi öldürmedim:) ama girdim işte! (tamam belki biraz kaynak yapmış olabilirim)
İçerde gerçekten izdiham vardı. İndirim oranları ise sahiden çok büyüktü. Özellikle sezon başında bakıp iç geçirdiğimiz o tasarımcı elinden çıkma parçalar ve ayakkabılar için.
Zaten o gün Londra'da elinde sarı renkli Selfridges poşeti olmayan yok gibiydi. Ben hariç. Ne aldın derseniz, hiçbir şey. Çünkü sadece 15 dakika dayanabildim.
İndirimden alışveriş yapamıyorum da... :P :)

Hiç yorum yok: