Moda dünyasının yeni göz bebeği Elisa Sednaoui, modellikten oyunculuğa doğru ilerleyen kariyerinde bütün dikkatleri üzerine çekiyor.
Elisa, Mısırlı bir babanın ve İtalyan bir annenin kızı. Roma’da doğmuş ama Mısır’da büyümüş, annesi ve babası boşandıktan sonra annesiyle birlikte Fransa’ya taşınmış. Dolayısıyla henüz 7 yaşındayken 5 dil konuşabiliyormuş. Annesi de gençken modellik yapmış olan Elisa’nın güzelliğinin genlerinden, farklı duruşunun ise multi-kültürel büyüme şeklinden geldiğini tahmin etmek zor değil. Annesinin daha sonra modelliği bırakıp cast ajansı işine girmesi ise Elisa’nın modellik kariyerinin başlamasına vesile olmuş. Çünkü o da annesinin yanında işe gittiği günlerden birinde keşfedilmiş. Yani moda, onun hayatına sonradan giren bir kavram değil. Hele ki amcasının ünlü fotoğrafçı Stephane Sednoui, vaftiz babasının ise Christian Louboutin olduğu düşünülürse! Elisa, bir röportajında “küçükken diplomat olmak istiyordum, moda endüstrisinde çalışacağımı hiç tahmin etmezdim. Ama oldu işte, hayatta size ne veriliyorsa onu alıyorsunuz.” diyor. Bu işi yapmak için her yıl yüzlerce genç kızın, bavullarına hayallerini de koyup New York’a taşındığını düşününecek olursak onların arasından sıyrılanlarda sahiden farklı bir şeyler olduğuna şüphe kalmıyor. Sizde ışık varsa zaten hemen farkediliyor. Yoksa, uğraşmak boşuna... Elisa da 14 yaşındayken başladığı modellik kariyerine profesyonel olarak devam etmek için okulu bitirmeyi bekliyor ve yüksek derecelerle mezun olduktan sonra 2006 yılının ortalarında New York’a taşınıyor. İlk büyük işini 2007’de H&M kampanyasıyla alıyor. Hemen arkasından Coach kataloğu, Victoria’s Secret modelliği geliyor. Love Moschino parfümünün ve Diesel’in yeni yüzü oluyor. Daha sonra bu markalarla olan anlaşmalarını yeniliyor.
Bütün bunlara rağmen asıl Elisa yılının 2010 olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çünkü art arda dergi kapaklarına çıkması da, Karl Lagerfeld tarafından ilham perilerinden biri olarak ilan edilmesi de bu yıla denk geliyor. Lagerfeld demişken, Elisa’nın Chanel Resort koleksiyonu ve gözlük kampanyaları dışında Lagerfeld’in filmi Remember Now’da da yer aldığını hatırlatmadan geçmeyelim. Elisa’nın kariyerinin ilerleyişi modellikten oyunculuğa geçen arkadaşlarınınkine pek benzemiyor. Çünkü o, daha çok bağımsız sanat filmlerinde rol almayı tercih ediyor. Christopher Thompson’ın yazıp yönettiği “Bus Palladium” filmindeki rolüyle film festivallerinde aldığı övgüler onun doğru yolda ilerlediğini kanıtlıyor gibi. Lagerfeld’e olan hayranlığının ötesinde, Elisa Sednoui, en sevdiği moda tasarımcıları arasında; Stella McCartney, Sonia Rykiel, Gareth Pugh ve Haider Ackermann’ı sayıyor. Ama stilinden ilham aldığı kadın o bildik isimlerden biri değil, annesi. Her zaman şık giyinen kadınlara hayran olduğunu ama iş kendine geldiğine geldiğinde stilini biraz daha basit ve minimal tutmaya özen gösterdiğini de söyleyen Sednoui’nin çok yalın ama aynı zamanda çok çarpıcı bir güzelliği var ve onu doğal bıraktığı saçları, birkaç parça da aksesuarla süslüyor. Her zaman üzerinde taşıdığı tek aksesuarı ise yine annesinin kendisine 21. doğumgününde hediye ettiği yüzük. Elisa, klasik kesimli elbiseler ve güçlü dokusu olan materyallerle kusursuz ‘hanımefendi’ imajını güçlendirse de, vazgeçemediği siyah renk takıntısı ve deriye olan tutkusu, kendini her zaman rahat hissettiğini söylediği New York’un stiline olan etkisinin bir yansıması gibi. Kıyafetlerini, dantel gibi hoş detaylar ya da üç boyutlu çiçeklerle ilgi çekici hale getirmeyi seviyor. Hatta tek parça elbise giyse bile onu çok yönlü ve ilgi çekici göstermeyi başarıyor. Önce kırmızı halı, ardından reklam panoları ve şimdi de beyazperde. Şanslıyız ki, onu görmek için çok sebebimiz var.
6 Ocak 2011 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder