12 Şubat 2009 Perşembe

Mokasenlerin intikamı


Masum mokasencikler kimden intikam alıyor derseniz, cevap; benden!

Ortaokul, lise yıllarında rengarenk converseleri giymek varken o sıkıcı loaferleri giymek zorunda kalmak canımı ne kadar sıkardı... Sonra yavaş yavaş baklavalı çorap, loafer ikilisi gözüme güzel görünmeye başladı. Ortaokul/lise yılları herkesin Barbour mont, Timberland bot giydiği, Jansport, Eastpackten başka çanta takmadığı, mokasen giymek zorunda kalınca da ille de Georger Hogg diye tutturanların zamanına denk gelenler, beni daha iyi anlıyorlardır :)


Gerçekten herkesin, ama tek kelimeyle herkesin üstünde aynı şeylerin olması benim çok uzun süre o kıyafetlerden nefret etmeme sebep olduktan bir süre sonra, Jansport çantanın yeryüzündeki en dayanıklı çanta olduğunu, Timberland botların kar,kış demeden en vefalı botlar olduklarını, Barbour montun da aslında kendi içinde klasik bir şıklığı olduğunu düşünmeye başlamıştım ki, sıra loaferlere geldi...


Chanel, Marc Jacobs derken bir sürü markanın loaferleri öne çıkarması, arkasından Katie Holmes'un onları ve boyfriend jean'in paçalarını kıvırarak giymesi bu baharda bu ayakkabıların çok giyileceğine iyice işaret oldu sanıyorum...


Ben de Yargıcı'dan bir çift siyah loafer aldım da, onlarla da barıştım sonunda! Hatta şimdi sırada yukarıdaki kobalt mavi olanlar var! :))

Ne demişler; '' Bir adamı en az 2 ay onun mokasenleri içinde yürümeden yargılama! ''

Hiç yorum yok: