moda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
moda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Haziran 2010 Salı

Modanın da gözü Güney Afrika'da

Herkes Dünya Kupası’nı izlerken tasarımcıların ve markaların bu görkemli sahneden uzak kalmaları beklenemezdi. Bu yılın yeniliği Louis Vuitton ve Dolce&Gabbana gibi isimlerin yanı sıra FIFA’nın da kendi markasıyla moda topuna girmesi oldu
Ne Paris ne Milano ne de Londra, bu yaz modanın kalbi Güney Afrika'da atıyor. Artık Dünya Kupası ve kılık kıyafet sözleri yan yana durduğunda akla sadece takım formaları, kramponlar, taraftar atkıları gelmiyor. Zaten Güney Afrika’da düzenlenen etkinliğin açılış seremonisindeki rengarenk görüntüler de bu yılki Dünya Kupası’nın başlı başına stil sahibi olacağının göstergesiydi. Çünkü hem spor hem de lüks markalar dünyayı sallayan bu spor etkinliği
için rekabete girdiler. Yani moda dünyası gözünü futbola dikti.


Adidas-Nike rekabeti
Büyük spor markaları yıllardır Dünya Kupası’na özel koleksiyonlar çıkarıyorlardı ama bu defa en büyük gelişme FIFA’nın da bizzat bu rekabete katılması oldu. Hem kadın hem de erkek kıyafetlerinin yer aldığı FIFA koleksiyonun lisanslı ürünleri 100’ün üzerindeki FIFA mağazasında satılıyor.
Spor markaları arasında lider konumda olan Adidas’ın, reklamlarını Zidane ile yaptığı Predator_X ve Nike’ın Mercurial SL kramponları da çok konuşuluyor ama krampon değil de sneaker severlerin gönlünü fetheden modeller başka. Tasarımcı Daniel Rees, Nike’ın klasik modeli Dunk’ı dünya kupası için yeniden yorumladı ve ülkelerin bayrakları, renkleriyle uyumlu 32 model üretti.
Adidas ve Nike’ın rekabeti sadece kramponlarla sınırlı kalmadı. Nike’ın Dunk’ına karşı Adidas’ın da artık bir klasik haline gelen Samba modelinin dünya kupası versiyonlarını bulmak mümkün. Puma’nın iddialı spor ayakkabısı ise Afrika renklerinden esinlenilerek tasarlanan çift boğazlı modeli.
Hollanda’nın moda kozları
Futbol, kadınların erkeklere nazaran daha az ilgi duyduğu bir spor olarak biliniyor olabilirdi. Tabii işin içine moda girene kadar. Dünya Kupası heyecanına moda tribününden de destek veren kadınlar da var. Örneğin Hollanda Milli Takım oyuncusu Rafael van der Vaart’ın eşi Sylvie. Bira markası Bavaria’nın projesi üzerine tasarlanan turuncu elbise Sylvie van der Vaart tarafından tanıtılmıştı. Turuncu elbise büyük ilgi gördü ve satış patlaması yaşandı. Ancak bu elbiseyi tribünde giyen 36 kadının haksız reklam şüphesiyle tutuklanması, Dünya Kupası’nda turuncu elbiseye ilgiyi biraz azalttı.
Futbolcu Wesley Sneijder’in kız arkadaşı Yolanthe Cabau Van Kasbergen’in tanıttığı futbol topu desenli bikini de bu yaz Hollanda milli takımını plajdan destekleyenlerin favorisi olacak gibi. Bavaria biraları futbol âşığı İngilizleri de unutmadı ve turuncu elbisenin çok
tutulmasının ardından bir de sınırlı sayıda İngiliz bayrağı desenli elbise piyasaya çıkardı.
Kupayı Louis Vuitton taşıyacak
1930 yılından beri kazanan takıma verileceği ana dek zırhlı metal bir kasada saklanan ve taşınan kupa bu defa altın klipsli bir Louis Vuitton’da taşınacak. Naomi Campell tarafından tanıtılan çantanın içi zırhlı ve çok sağlam. Bu arada FIFA ve Louis Vuitton çoktan 2014 yılındaki kupanın taşınacağı kasanın yapımı için anlaştılar bile.

İngilizler bu kez Paul Smith yerine Marks&Spencer giyiyor
-Futbolcular için de stil sahibi olmanın anlamı artık formalardan çok öte. Armani için poz veren Ronaldo, Kaka ve her zaman modayla sıkı fıkı bir ilişkisi olan David Beckham bunu zaten kanıtlamıştı. Daha önceki kupalarda saha dışındaki resmi kıyafetleri Paul Smith ve Burton gibi isimler tarafından giydirilen İngiliz milli takımını bu defa Marks&Spencer giydiriyor. Koleksiyon gri, dar kesimli takım elbiselerden oluşuyor. Ceket 120, pantolon ise 79 sterlin.
- İtalyan erkeklerini ise bu defa Dolce&Gabbana giyen milli takım oyuncuları temsil etti. Takımlar İngiltere'nin nin takım elbiselerine göre biraz daha spor bir çizgide tasarlanmış ve lacivert renkte
Ayşim Özgür, Milliyet Pazar

19 Eylül 2009 Cumartesi

Project Runway Oyunu


Oyunlardan söz etmişken yine FAO'da gördüğüm Project Runway Fashıon Design Kit ( 32 $ ), Make up Artist Studio Set ( 24 $) ve Fashıon Desıgn Ilustratıon Studıo Set (74 $) bahsetmeden geçemeyeceğim... Ben küçükken bir Moda Çarkı diye bir oyun vardı onunla oynar dururdum, nerde acaba o yine çıkarsam da oynasam... Bu arada Project Runway'in yeni sezonu bomba gibi geliyormuş
Almak isteyenler için ;


www.amazon.com tabii
:)

24 Mart 2009 Salı

LC 'dikiş' tutturamadı.


Yine 3. sınıf magazinci klişesi başlığımla karşınızdayım sayın okur,
Amerika'nın teen idollerinden Lauren Conrad, bir hazır giyim koleksiyonu hazırlamıştı, defileler düzenleyip ortalığı ayağa kaldırmıştı:) Ama sonra sıkıcı Los Angeles kızı kıyafetleri için satış fiyatları herkes tarafından aşırı pahalı bulunmuştu ve kimse alışveriş yapmıyordu. İnternet sitesine en son göz attığımda %70 indirim vardı ve anlaşılan o ki, stok eritmeye çalışıyorlardı. Mesela 199 dolarlık bir elbise 60 dolara filan düşmüştü, ki o elbiseler 20 dolar bile etmez... Neyse zaten bu koleksiyonun askıya alındığı haberi gelmiş, sebebinin de ekonomik kriz olduğu söylentileri varmış ama LC yakında açıklama yapacakmış... Bu kıza karşı bir antipati duymuyorum, kimsenin başarısızlığı da beni mutlu etmez ama Amerika'da 13 yaşındaki kızların her beğendiği insana kıyafet tasarlatıp onları o kızların alamayacağı fiyatlardan satarlarsa sonu böyle olur... Son indirime bir göz atın, sanmam ama belki değişik birşeyler bulursunuz...

http://laurenconrad.seenon.com/

6 Mart 2009 Cuma

Rock Tanrıçaları geldi hanııım!



Son 5 yazımdan 2 tanesinin Diane von Furstenberg hakkında olması sizleri şüphelendirse de, bilmenizi isterim ki Diane von Furstenberg'den kesinlikle reklam almadım! Elbette ki diğer pek çok tasarımcı gibi o da bloğuma reklam vermek istedi ama, ben bu işi ticarete dökerek.... Neyse tamam sustum:)

Birincisi Diane von Furstenberg 'in ''rock goddess'' adını verdiği koleksiyonu'nun defilesinde modellerin saçlarına taktıkları aksesuarları çok beğendim, onlardan istiyorum... İkincisi, yukarıda gördüğünüz '' evening clutch'ı'' çok beğendim ondan da istiyorum! ( Çanta biraz abaküse benziyor farkındayım ama içimdeki çocuğa söz geçiremiyorum sayın okuyucu:) ) Üçüncüsü, defilede gördüğüm '' bahar dalında yaprak, yıldızdan daha parlak'' konseptli püfür püfür, tiril tiril elbiseleri de çok beğendim, ve artık yaz gelsin istiyorum!

Son olarak soruyorum, çanta ve elbisenin fiyatı aynı, ikisi de 895.00$. Bir tanesini alma şansınız olsaydı hangisini seçerdiniz?
(kızmayın canım sadece hayal kuruyoruz, ben bir tanesini mutlaka alıyorum demedim.:) )

3 Mart 2009 Salı

Fırfır Sevgisi






Son zamanlarda fırfırlı, kıvrımlı, kat kat, kıvır kıvır vs.... Yani kısaca '' ruffle'' görünen herşeye karşı büyük zaafım var... Çanta, ayakkabı, ceket, elbise, t-shirt, iç çamaşırı.... Mağazalarda böyle fırfırlı birşeyler gördüğümde dayanamıyorum, üzerinde oldukları herşeye daha sevimli ve zarif bir hava katıyorlar ve yakın zamanda daha çok fırfır efektli kıyafet, aksesurar görüceğimizi hissediyorum.:) Yaşasın!

Özellikle Karen Millen her zaman rfırfır konusunda beni sevindirir.
Not: 5 yaşındayım ben çünkü evet. :)

25 Şubat 2009 Çarşamba

2 yil once Subat ayinda..


Ne modaydı? Hayatta en cok sevdigim şey sanırım evdeki sayısını bile bilmedigim kadar çok dergimin arasina oturup - hatta bazen dergi kulesinin üstüne oturduğum da olur- yıllar oncesinin dergilerini karistirmak... Bu seanstan sonra genelde kendimi aradan 3 saat gecmis ve boynum tutulmus bir sekilde bulsam da bundan asla vazgeçmem :)

Bugün yine dergilerimi karıştırken, 2007 Subat ayinin Amerikan inStyle dergisini buldum, kapaginda Hillary Swank vardi, ve bakin iceride nelerin moda olacagi yazıyordu?

1- Deri ceketler... Evet deri ceket bir klasik olsa da son 2 yildir kisa deri ceketlerin iyice cıkış yakaladıkları doğru.

2- BabyDoll... Şirinlik ve şıklık arasındaki dengeyi en iyi saglayan parcalar denmis, gercekten de ozellikle gectigimiz yaz "cici kız" elbiselerini çok gördük ve sevdik (ozellikle ben) sanirim bu bahar da oyle olacak gibi...

3-Elastik babetler... Babetlerin zaten ne kadar moda oldugunu bilmeyen yok ama ben 4 yIl once İtalya'dan aldigim katlanabilir babetleri (Ben İtalyadayken: ) ) Türkiye'deki yeni yeni gormeye basladim. Gercekten normal babetlerden bile daha rahatlar; düşünün! :)
4- Bol paçalı klasik pantolonlar... Bravo instyle! Doğru öngörüler:)
Evet sayın okuyucu, kısa bir flashback'ten sonra şimdi tekrar 2009 Subat ayının son günlerine dönebiliriz....

12 Şubat 2009 Perşembe

Mokasenlerin intikamı


Masum mokasencikler kimden intikam alıyor derseniz, cevap; benden!

Ortaokul, lise yıllarında rengarenk converseleri giymek varken o sıkıcı loaferleri giymek zorunda kalmak canımı ne kadar sıkardı... Sonra yavaş yavaş baklavalı çorap, loafer ikilisi gözüme güzel görünmeye başladı. Ortaokul/lise yılları herkesin Barbour mont, Timberland bot giydiği, Jansport, Eastpackten başka çanta takmadığı, mokasen giymek zorunda kalınca da ille de Georger Hogg diye tutturanların zamanına denk gelenler, beni daha iyi anlıyorlardır :)


Gerçekten herkesin, ama tek kelimeyle herkesin üstünde aynı şeylerin olması benim çok uzun süre o kıyafetlerden nefret etmeme sebep olduktan bir süre sonra, Jansport çantanın yeryüzündeki en dayanıklı çanta olduğunu, Timberland botların kar,kış demeden en vefalı botlar olduklarını, Barbour montun da aslında kendi içinde klasik bir şıklığı olduğunu düşünmeye başlamıştım ki, sıra loaferlere geldi...


Chanel, Marc Jacobs derken bir sürü markanın loaferleri öne çıkarması, arkasından Katie Holmes'un onları ve boyfriend jean'in paçalarını kıvırarak giymesi bu baharda bu ayakkabıların çok giyileceğine iyice işaret oldu sanıyorum...


Ben de Yargıcı'dan bir çift siyah loafer aldım da, onlarla da barıştım sonunda! Hatta şimdi sırada yukarıdaki kobalt mavi olanlar var! :))

Ne demişler; '' Bir adamı en az 2 ay onun mokasenleri içinde yürümeden yargılama! ''

8 Şubat 2009 Pazar

müjde müjde sizeee!


Parizyenden müjde sizeee diye devam ederdi ya şarkı:) işte çok büyük bir yenilik haberi ya da yorumu değil ama, bu kış rengarenk külotlu çoraplar gerçekten en severek kullandığım kıyafet tamamlayıcım oldu... Geçen yılki desenli çorap tutkusu bu kış yerini benim için renkli çoraplara bıraktı, pembe, mor, turuncu, mavi bütün çorapları çook seviyorum ve herşeyle giyiyorum! En güzelleri de Calzedonia ve Penti'de var, Penti'yi Türk kadınına desenli ve renkli çorap giydirme başarısından dolayı kutluyorum:)

12 Ocak 2009 Pazartesi

2009 Golden Globe kırmızı halı



















2009 Altın Küre ödülleri yine şıklık yarışına sahne oldu gibi Türk magazin basını klişesiyle cümleme giriş yapar, okuyucuma selam ederim :)
Ödül töreninde,
Drew Barrymoore'un saçını, makyajını ve gülümsemesini,Maggie Gyllenhaall'ün hiçbirşeyini, Cameron Diaz'ın Chanel elbisesinin modelini ve rengini, Jennifer Lopez'in sırt dekoltesini, Kate Beckinsale ve Eva Mendes'in elbiselerindeki fırfır detaylarını, Kate Winslet'in herşeyini çok beğendim. Brad Pitt ve Angelina Jolie için ise artık söyleyecek söz kalmadı sanırım. Hollywood ihtişamını ve rüyasını onlardan daha iyi ifade eden iki ''varlık'' görmedim!

6 Ocak 2009 Salı

Yapma bunu, yapma bunu!


Kristin Cavelleri (Laguna Beach kızlarından) yanındakilere bakılırsa bir 80ler partisinden çıkıyor, ya da giriyor. Ama ne kadar zor olsa da 80li yıllara dair bile giyicek daha iyi bir kıyafet (hatta kostüm demek istiyorum) bulunurdu sanıyorum:) olmamış Kristin...

28 Aralık 2008 Pazar

İnvisibelt Takdimimdir...


Şeffaf ürünler dünyasından bir yenilikle daha karşısınızdayız sayın okur:) İnvisebelt, bana göre çok daha işe yarayacak bir ürün olmamakla birlikte, yine de bir yeniliktir tabii...
Şeffaf ve ince olan bu kemer uzun t shirtler, pantalon ya da eteğin belini geçtiği zaman oluşan o saçma şişkinlik görüntüsünü ortadan kaldırmak, ama aynı zamanda da bildiğimiz kemer görevini görmek üzere tasarlanmış. İddiaya göre biraz da zayıf göstermek gibi bir yeteneği varmış, bence bu kemerin avantajı havaalanında güvenlikten geçerken kemerleri sürekli çıkarmak zorunluluğunu ortadan kaldırmaktan öteye gidemez. Neticede kemer, çoğu zaman hepimizin kıyafetini tamamlayan en önemli aksesuar:) Alacağımı sanmıyorum ama siz incelemek isterseniz;
http://www.invisibelt.com/

25 Aralık 2008 Perşembe

NeckWarmer


Bakın, bu ''neckwarmer'' Türkçesine boyunısıtıcısı desek mi demesek mİ:) benim gibi boğazlı kazak giyme fobisi olan sıkıntılı bünyeler için bire bir:) Hem istediğiniz zaman o görüntüyü yakalayabiliyorsunuz hem de sıkıldığınızda hemen ondan kurtulabiliyorsunuz. Mükemmel bir moda buluşu:) Eskiden bunların kürk olanlarını( kesinlikle karşıyız tabii) Rusya'da kullanırlarmış, modern zamanlarda biz yün olanlarını tercih ediyoruz, polar da olabilir. Fakat ben henüz Türkiye'de bunların satıldığına rastlamadım, kalın saç bantlarını bu amaçla kullanananlar varmış ama ben derim ki en iyisi kendiniz örün, hem istediğiniz gibi olur hem de kimsede olmayan bir neckwarmer takmış olursunuz.(Ben öyle yapacağım) Her neckwarmer fotoğraftaki kadar süslü olmak zorunda değil elbette ama ben internette örnek olarak bulduklarım arasında en çok bunu sevdim, özellikle rengini. Bunlar çok moda olacak benden söylemesi:) Bu nasıl örülür sorunuzun cevabı da burda efendim;

23 Aralık 2008 Salı

İstiyorum!


Annemin, '' bunlardan 5 yaşındayken vardı sende şimdi ancak partilerde takabilirsin'' yorumuna aldırmadan bu gözlüklerden ısrarla istiyorum.Üstelik Lolita filmindeki efekti yaratması yaş sınırını geçmiş olmam sebebiyle ortadan kalkmış bulunmakta! Moschino'da var ama ben gözümün bozulmasına pahasına 10$ olanlarına da razıyım, tek derdim bulmak... Yılbaşı yaklaşırken bloğumun tüm okuyucularına saygı ve sevgılerımle... :)
P.S: Marilyn Manson a selam olsun;
Heart Shaped Glass
Just don't break
Don't break my heart
And I won't break your heart-shaped glasses
Little girl, little girl
You should close your eyes
That blue is getting me high....

21 Aralık 2008 Pazar

UGG ?!

Ugg botların son 4-5 yıldır ne kadar moda olduğunu, herkesin ayağında görmemizden anlamamız pek zor değil, zaten o kadar dikkat çekici botlar ki, farketmemek de imkansız. Bu botları bugüne kadar stiline gerçekten hayran olduğumuz kadınlar bile giydi, hatta ilk önce onlar giydi, derken bu moda erkeklere sıçradı( ki bu gerçekten çok çok kötü görüntülerin ortaya çıkmasına neden oldu) ve son olarak da çocuklar... (Bir tek onlarda şirin göründüğünü kabul ediyorum) Bugün İstinye Parkta bir süre dolaştıktan sonra bu modanın ülkemizde gerçekten bir zamanların Timberland botları, Buffaloları gibi olduğunu gördüm 12+ gençler (!) arasında.

Uggların gerçekten çooook çok rahat olduğunu, kışın sıcak, yazın serin tuttuğunu zaten biliyoruz. Ama itiraf etmek istiyorum ki bu botlara her zaman önyargıyla ve beğenmeyerek baktım. O yüzden de hiç denemedim. (Daha önce aynı şeyi crocslar için düşünüp, sonra onları deneyip gerçekten çok rahat olduklarını görmüş ama yine de almamıştım) Artık gerçekten herkesin ayağında olması bir yana, lütfen artık itiraf edilsin ki; bu botlar insanı Hobbit gibi gösteriyor ve çok çirkin olduklarını düşünüyorum. Hadi kuzu derisi olması özelliğinden dolayı, fonksiyonları, rahatlığı için onu alanlara saygı duyuyorum da, Mudo'dan tutun da Bershkaya kadar her yerde yapılan,( en son Beyoğulunda balık pazarının içindeki sahte ürün satılan tezgahlardan birinde gördüm, arkasındaki '' ugg'' yazısına kadar birebir kopyasıydı.) Ugg görünümlü sahte botları giyenleri gerçekten anlayamıyorum.
Ugg'lar moda öğesi midir değil midir o başka bir tartışma konusu biliyorum, ben sadece şunu gerçekten haykırmak istiyorum: Lütfen sadece herkes giyiyor diye giymeyin şunları da, objektif olarak bakın nasıl göründüklerine...

P.S: Zevkler ve renkler tartışılır. :)

4 Aralık 2008 Perşembe

Lady Dior


Güzeller güzeli Marion Cottilard, Dior'un İlkbahar/yaz 09 reklam kampanyalarının yüzü olmuş, çok da güzel olmuş. Fransız şıklığının en büyük simgelerinden Dior a son yıllarda gördüğümüz en zarif aktris çok yakışmış...

28 Kasım 2008 Cuma

Topuklu Bebek Ayakkabısı mı?!


12-13 yaşındaki kız çocuklarını 40 yaşındaki kadınlara benzetme pazarında başarılısınız tamam, ama lütfen bırakın bari bebekler bebek gibi kalsın. Biz onları yumuk yumuk patiklerle seviyoruz! Her şeye tepki gösteren, her şeyin altında bir şey arayan insanlardan olmak istemem ama, buna da ''amaan n'olucak canım, alt tarafı sevimli bir değişiklik' diyemem.
Bebeklerı, çocukları bebeklıklerınden çıkararak, başka bir dünya düzenine alet etmeye çalışan sektöre karşıyım! Üstelık ''yüksek topuk'' kavramının alt metinlerinde başka anlamlar yattığını çok iyi bilirken...

25 Kasım 2008 Salı

Paint it black!


Tamam çok olmaya basladim biliyorum. Siyah oje sürün, sarı oje sürün diye canınızı sıktım :)
Vogue okuyucuları siyah ruj cok moda olacak haberi uzerine siyah ruj deneyip yorum yapmışlar. Sonuç: Siyah rujun ten ve saç rengine göre, yüz tipi ve saç kesimine göre yakışırlılığının değiştiğini söylüyorlar.
E biz bunu zaten biliyoruz demeyin, kendinizde deneyin, yakışıyorsa sürün derim ben!
Rolling Stones'u dinleyin, siyaha boyayın
( Siyah ruju piyasaya sürüp yükselmesini saglayan Ysl marka rujlar özellikle tavsiye edilir)

20 Kasım 2008 Perşembe

Sarı Sonbahar


Şimdi de sarı oje moda olacak gibi görünüyor. Bu trendin öncüsü de siyah ve lacivertte olduğu gibi Rihanna ve Beyonce ( Jay Z' nin kadınları)
işte buna cesaret edemem.... :)

6 Kasım 2008 Perşembe

Hain Kriz


Hepimizin canını sıkan, bizlere korku salan, tüketim çılgınlığımıza son vermemize neden olan( bu iyi oldu gerçi) hain kriz Marc Jacobs'u da korktutmuş olsa gerek, yıllardır geleneksel olarak verdiği ''holiday party'' Marc'ın finansal işlerini yürüten Robert Duffy tarafından yapılan açıklamaya göre bu yıl iptal edilmiş... Sıkma canını Marc! Yapamadığın bir parti olsun, biz seni yine severiz:)

23 Ekim 2008 Perşembe

Fashion Babylon


Imogen Edwards-Jones'un kitabı Fashion Babylon çıkalı bir kaç ay oldu biliyorum ama ben daha yeni okuyorum. Kitapta yeni kurulan bir modaevinin yaşadığı 6 aylık bir süreç anlatılıyor. Adı geçen isimlerin çoğu tanıdık ve gerçek, çoğu ise kurgu ama yine de gerçek olaylara dayanılarak yazılmış kitap (moda dünyasının içinden insanların anlattıkları hikayelere dayanıyor) Şimdilik kitabın yarısındayım ama gerçekten oldukça ilginç şeyler öğrendim bile:) Kitabın arkasında da, modayla ilgilenen herkesin okuması gerekiyor, Topshopa girişinizi, Vogue'un sayfalarını çevirişinizi ve Harvey Nichols mabedine tapınmanızı değiştirecek yazıyor. Kitap yarısına kadar oldukça akıcı ve eğlenceli gitti . Tavsiye ederim...:)

P.S: Kitabın maalesef şimdilik Türkçe çevirisi yok yayınevlerine duyurulur!