27 Şubat 2009 Cuma

Hair Dress !




Martin Margiela' nın büyük hayranıyım. Onun gerçekten çok çok yetenekli bir tasarımcı olduğuna inanıyorum ve dünya bu haldeyken bile hala çok avangard işler yapıyor. Diana Von Furstenberg ise çok saygı duyduğum bir kadın.
Onu tanımayanlar - onu tanımayanlar modayla çok yakından ilgilenmeyenlerdir tabii- sanırım şu sıralar Mtv'de The Hills'in yerine yayınlanmaya başlayan The City isimli şov ile kim olduğunu öğreniyorlar. Bir kere bu kadın ''wrap dress'' in mucidi olarak anılıyor. Üstelik cfda* başkanı olmuş biri...

Martin Margiela ve Diane von Furstenberg ( ikisinin moda dışındaki ortak noktaları Belçika asıllı olmaları) Purple Fashion için bir araya gelmişler, ve bu '' saç elbiseyle '' çekilen kapak ortaya çıkmış! Gerçekten inanılmazlar.

Diane Von Furstenberg '' Hairdresser'' mı oldu yani şimdi!? :)

(O elbiseyi asla ben giyimem çünkü mutlaka alerjim tutar ve 5. dakikada bütün vücudum kızarır.)



*cfda : council of fashion designers of america

26 Şubat 2009 Perşembe

M.A.C Hello Kitty Standı


Daha önce M.A.C' in Hello Kitty kolleksiyonunun fotoğraflarını buraya koymuştum ama onlar lansman fotoğrafıydı... Şimdi NewYork'da bir M.A.C mağazasından canım ajanlarım Nil ve Aslı canlı canlı stand fotoğrafı yolladılar:) (onlar neleri aldılar çok merak ediyorum)Henüz Türkiye'deki mağazalarda bu kolleksiyonu görmediğim için, buraya bakarak ne almak istediğimize daha iyi karar veririz diye düşündüm... Sanki renk seçenekleri çok cazip değilmiş gibi görünüyor ama pudraların üzerindeki Hello Kitty şekline, lipstick kapakları ve ojelere hangimiz tav olmayız? Ben ne alacağıma karar verdim... Hımmm herşeyi! :)

İmza: Tüketim çılgınlığının zavallı ve bilinçsiz bir kurbanı.

25 Şubat 2009 Çarşamba

2 yil once Subat ayinda..


Ne modaydı? Hayatta en cok sevdigim şey sanırım evdeki sayısını bile bilmedigim kadar çok dergimin arasina oturup - hatta bazen dergi kulesinin üstüne oturduğum da olur- yıllar oncesinin dergilerini karistirmak... Bu seanstan sonra genelde kendimi aradan 3 saat gecmis ve boynum tutulmus bir sekilde bulsam da bundan asla vazgeçmem :)

Bugün yine dergilerimi karıştırken, 2007 Subat ayinin Amerikan inStyle dergisini buldum, kapaginda Hillary Swank vardi, ve bakin iceride nelerin moda olacagi yazıyordu?

1- Deri ceketler... Evet deri ceket bir klasik olsa da son 2 yildir kisa deri ceketlerin iyice cıkış yakaladıkları doğru.

2- BabyDoll... Şirinlik ve şıklık arasındaki dengeyi en iyi saglayan parcalar denmis, gercekten de ozellikle gectigimiz yaz "cici kız" elbiselerini çok gördük ve sevdik (ozellikle ben) sanirim bu bahar da oyle olacak gibi...

3-Elastik babetler... Babetlerin zaten ne kadar moda oldugunu bilmeyen yok ama ben 4 yIl once İtalya'dan aldigim katlanabilir babetleri (Ben İtalyadayken: ) ) Türkiye'deki yeni yeni gormeye basladim. Gercekten normal babetlerden bile daha rahatlar; düşünün! :)
4- Bol paçalı klasik pantolonlar... Bravo instyle! Doğru öngörüler:)
Evet sayın okuyucu, kısa bir flashback'ten sonra şimdi tekrar 2009 Subat ayının son günlerine dönebiliriz....

23 Şubat 2009 Pazartesi

Uykusuz Her Gece




















Kırmızı Halı geçişlerini izlemeyi Oscar törenini izlemekten daha fazla sevenler parmak kaldırsın! Kırmızı halı'yı izlemek uğruna uykusuz geçirdiğimiz kaçıncı gecemizdi dün gece, ama olsun elbette ki buna değer. Dün gece yine kırmızı halı'yı izlerken düşündüm de, ne dünyanın en büyük müzik starları ne de başka bir çok alanda ünlü olmuş insanların hiç biri bizleri Hollywood yıldızları kadar etkilemiyor sanırım... İşte kırmızı halıdaki en dikkat çekici elbiseler ve sahipleri...

-Oscar'ı kucaklayan ( klişeleri seviyorum.) Kate Winslet'ın tek omuzlu Yves Saint Laurent elbisesi biraz tahmin edilebilir ve sıkıcı gibi geldi bana.

-Beni tanıyanlar için yukarıdaki fotoğraflar arasından en çok hangi elbiseyi beğendiğmi tahmin etmek zor olmamıştır sanırım. En sevdiğim kadın Natalie Portman ve en beğendiğim elbisesi Rodarte...

-Angelina Jolie' nin siyah Elie Saab elbisesi tam kendine yakışır bir seçim olmuş ama ben
Lorraine Schwartz mücevhelerini çok çok beğendim!

-Penolepe Cruz 'un Balmain elbisesi için, İrem '' yine kıro gibi giyinmiş, gelinlik gibi elbiseyle Oscar a mı gelinir '' dedi:))ama ben bu vintage elbiseyi cok begendim, siz ne dersiniz?

-Marion Cotillard 'ın elbisesi tabi ki Dior ! Geçen yılki elbisesini aratsa da yine de kendisine yakışmıştı...

-Son olarak Jessica Biel'in Prada elbisesinin formunu biraz gereksiz buldum...

20 Şubat 2009 Cuma

Filmim Geldi

Öncelikle, '' chic-lit'' i büyük zaman kaybı olarak gören bir insan olarak söylemek isterim ki, ''Shopaholic'' serisinin büyük esiri olmuşluğum var. Bunu da başka bir alışverişkoliğin itirafı olarak da kabul edebilirsiniz. :)

Önceleri kitapçı raflarında pembe, süslü kapaklarıyla beni cezbeden bu kitapları almamak için uzun süre direnmiştim, her kitapçıya gidişimde elime alır, inceler sonra aman kimse görmesin diye elimden bırakırdım:) Sonra bir kereden bişey olmaz diyip '' Confessions of a shopaholic'' kitabını alıp okumamla başladı herşey, ne de olsa ben de bir '' shopaholic'' tim. Derken Shopaholic&sister, shopaholic &baby diye gitti bu durum...

Böyle kitapları okumayı aslında biraz romantik komedi filmleri izlemeye benzetiyorum, elbette ki kitap bittiğinde size hiç bir şey katmış olmuyor, aksine belki de çok daha anlamlı şeyler okuyabileceğiniz zamanı sizden çalmış oluyor ama okuduğunuz zaman içinde size iyi şeyler hissettiriyor. Belki bu durum '' hayat zaten yeterince zor, bari kendimize ayırdığımız bir iki saatimizi mutlu geçirelim'' olarak da açıklanabilir. Bir nevi katharsis...

Uzun lafın kısası, bütün dünya'da çok satılan, kadınların ilgi merkezi haline gelen bu kitap serisinin ilk filmi çekildi ve bugünden itibaren vizyonda. Sinemaya gidip biraz eğlenmek de var, bu kriz zamanında bir alışverişkoli görüp sinir olmak da... Seçim sizin:)

19 Şubat 2009 Perşembe

ViaPort İzlenimleri


Viaport, Kurtköy'de yani İstanbul'a arabayla hemen hemen 30-40. dk mesafe uzaklıkta, Türkiye'nin en büyük outleti olduğu söylenen açık bir alışveriş merkezi. Eminim pek çoğunuz açıldığı günden beri adını mutlaka duymuşsunuzdur ya da gitmişsinizdir. Ben de İstanbul- İzmit arasında çok seyahat eden alışverişkolik olarak üç kere gittim Viaporta. İşte izlenimlerim;


-Viaport'un açık olması öncelikle benim gibi kapalı yerlerde çabuk sıkılanlar için çok iyi olmuş, bir de food court'un havalandırması iyi olsa daha iyi olur...


-Viaportta outlet mağazası olan markalara gelince, aklıma gelenler

Adias, Beymen, Mango, Mudo, İpekyol, Network, Puma,Deriden, Derimod,Fabrika,Mavi Jeans, Tommy Hilfiger, Calvin Klein, Lacoste, Cacharel (ve daha niceleri:) ) ve giyim dışında ev ihtyaçlarına da hitap eden Tefal vs gibi mağazalar...


-Viaport a gitmenin en büyük sebebi bence RETRY isimli içinde pek çok tasarımcının ürünlerinin bulunduğu mağaza olabilir. Çünkü gerçekten birçok markanın ayakkabı, kıyafet ve aksesuarları burada zaten çok daha ucuz fiyatlara satılıyor bir de indirim olduğunda örneğin Jimmy Choo,Manolo Blahnik 'in ayakkabılarını 100-150 liraya, çantaları da bunun gibi fiyatlara bulabiliyorsunuz. Şansınız varsa beğendiğiniz modelin size uygun numarasını da bulursunuz:)

Ben en son gittiğimde Seven Jeans marka bir kotun 70 liraya kadar düştüğünü gördüm örneğin, ama modelini beğenmedim o ayrı mesele :)


-Beymen'in outletinde de özellikle ayakkabılarda ve Beymen Home'da güzel şeyler bulmak mümkün. Ama Beymen Hangar'da 75 liraya gördüğüm bir palto Viaport Beymen'de 115 liraydı, anlam veremedim...


-Haftasonları gitmenizi gerçekten hiç tavsiye etmiyorum çünkü inanılmaz kalabalık oluyor, haftaiçi daha iyi bir tercih. Üstelik Gokart ve Atv safari gibi eğlenceli aktiviteler de var:)


-Son olarak, Kadıköy, Profilo gibi outlerinde mutlaka birşeylerin bulunabildiği Mangoyu Viaport'ta vasat ve sıkıcı buldum...


-Viaport a gitmeye değer mi derseniz, e şansınızı bir deneyin derim:) Fotoğraf makinemin azizliğine uğradığım için, fotoğraf çekemedim maalesef...


17 Şubat 2009 Salı

Hoşgeldin Maaaaaaaaaaaaaaarc!







Marc Jacobs'un da 2009 NewYork moda haftası defilesini izledik, fotoğrafların çoğunu www.elle.com adresinde zaten bulabilirsiniz, benim asıl söylemek istediğim; o ne yapsa ben tapıyorum!

15 Şubat 2009 Pazar

Ucuz Kaçış Adresleri




İnternetten alışverişe pek sıcak bakmayan, alacağı herşeyi mağazalarda gezerek, dokunarak, (genellıkle denemeden:) ) alan biri olarak, (ne de olsa alışveriş benim sporumdur.)size iki adres vereceğim, ikisini de biliyor olabilirsiniz ama bilmiyor da olabilirsiniz:) Bu durumda sizlere haber vermek benim görevim...
Evet sevgili okuyucu, bu adreslerden biri www.gojane.com bu sitedeki elbiseler bir işe yaramaz, ayakkabıların çoğu ise zaten defilelerde, dergilerde, vitrinlerde görüp aşık olduğumuz Miu Miu, Balenciaga vs gibi ayakkabıların taklidi... Taklit meselesi başka bir yazının konusu, ancak bazı babetler ya da sandaletler, aksesuarlar ''basic'' ama güzel parçalar... Ben ve birkaç arkadaşım daha önce buradan onlarca ayakkabı siparişi vermiştik, ayakkabılar sorunsuz bir şekilde, üstelik gayet tatlı kutularda geldi ama tahmin edebileceğiniz gibi ''made in China '', rahat değiller, biraz da ucuz duruyorlar vs... Yine de belki bir Mcqueen ayakkabının aynısını odasına koyup kendini tatmin etmek isteyenler için iyi bir alışveriş adresi!
Not: Kargo ücreti yanlış hatırlamıyorsam 100 dolara kadar olan alışverişlerde 35 $ gibi bir şeydi... 100 dolara 6-7 ayakkabı alabiliyorsunuz, bu da demek oluyor ki 3-4 kişi birlikte sipariş vermek sorun olmaz:)


Diğeri adres ise; http://www.forever21.com/. Kıyafetler konusunda yine başarısız diyebiliriz ama yine de Gojane 'den daha iyi, yine de Terkos pasajında aynısını 5 liraya bulabileceğiniz bir t shirtü buradan almaya değmez...Ayakkabı, çanta ve aksesuarlarda ise durum Gojane ile aynı ,yani taklit! Ama tabi ki seçim sizin çünkü bazen 4 $ gibi bir fiyata bile güzel (tabi ki çok dandik ama olsun) ayakkabılar olabiliyor...

Söylemesi benden, bakması sizden!:)

Tam Olarak


Böyle giyinmek istiyorum! :)

12 Şubat 2009 Perşembe

Mokasenlerin intikamı


Masum mokasencikler kimden intikam alıyor derseniz, cevap; benden!

Ortaokul, lise yıllarında rengarenk converseleri giymek varken o sıkıcı loaferleri giymek zorunda kalmak canımı ne kadar sıkardı... Sonra yavaş yavaş baklavalı çorap, loafer ikilisi gözüme güzel görünmeye başladı. Ortaokul/lise yılları herkesin Barbour mont, Timberland bot giydiği, Jansport, Eastpackten başka çanta takmadığı, mokasen giymek zorunda kalınca da ille de Georger Hogg diye tutturanların zamanına denk gelenler, beni daha iyi anlıyorlardır :)


Gerçekten herkesin, ama tek kelimeyle herkesin üstünde aynı şeylerin olması benim çok uzun süre o kıyafetlerden nefret etmeme sebep olduktan bir süre sonra, Jansport çantanın yeryüzündeki en dayanıklı çanta olduğunu, Timberland botların kar,kış demeden en vefalı botlar olduklarını, Barbour montun da aslında kendi içinde klasik bir şıklığı olduğunu düşünmeye başlamıştım ki, sıra loaferlere geldi...


Chanel, Marc Jacobs derken bir sürü markanın loaferleri öne çıkarması, arkasından Katie Holmes'un onları ve boyfriend jean'in paçalarını kıvırarak giymesi bu baharda bu ayakkabıların çok giyileceğine iyice işaret oldu sanıyorum...


Ben de Yargıcı'dan bir çift siyah loafer aldım da, onlarla da barıştım sonunda! Hatta şimdi sırada yukarıdaki kobalt mavi olanlar var! :))

Ne demişler; '' Bir adamı en az 2 ay onun mokasenleri içinde yürümeden yargılama! ''

10 Şubat 2009 Salı

Topshop ve cevapl

Geçen hafta Topshop ve müşteri memnuniyet(sizliğ)i yazımı okuyanlara ve durumun devamını merak edenlere Shaya mağazacılıktan gelen cevabı aynı şekilde yayınlıyorum

''Ayşim Hanım Merhaba; Öncelikli olarak mağazamızda yaşadığınız üzücü olay için sizden özür diliyorum. Sorunların peş-peşe sizinle yaşanmış olması üzüntümüzü daha da arttırmıştır. Sizden gelen uyarı sonucu, yaşanan üzücü olayın tamamen mağazadan kaynaklandığını ve iletişim problemi yaşandığını farkettik. Bununla ilgili mağaza yöneticisi (sizin görüştüğünüz kişi mağaza müdür yardımcısı) ile konuşarak sorunun giderilmesi konusunda aksiyonlar aldık. Olayla sorumlu olan 3 kişiye gereken uyarılar verilmiştir.

Bu tür üzücü bir olayla bir daha karşılaşılmayacağını sizlere bildirir, sizi tekrar mağazalarımızda görmek isteriz.

Yaşanan olay için tekrar özür dilerim.

Saygılarımla... ''

(Cevabı yazan kişi fashion area manager) Şimdi bu özür iyi hoş da, bir daha indirimli pantalonun da paçası yapılacak mı yani? Sanmam :)

8 Şubat 2009 Pazar

müjde müjde sizeee!


Parizyenden müjde sizeee diye devam ederdi ya şarkı:) işte çok büyük bir yenilik haberi ya da yorumu değil ama, bu kış rengarenk külotlu çoraplar gerçekten en severek kullandığım kıyafet tamamlayıcım oldu... Geçen yılki desenli çorap tutkusu bu kış yerini benim için renkli çoraplara bıraktı, pembe, mor, turuncu, mavi bütün çorapları çook seviyorum ve herşeyle giyiyorum! En güzelleri de Calzedonia ve Penti'de var, Penti'yi Türk kadınına desenli ve renkli çorap giydirme başarısından dolayı kutluyorum:)

3 Şubat 2009 Salı

Topshop ve müşteri memnuniyet(sizliğ)i

Cuma günü Nişantaşı Topshop'tan iki tane jean pantolon aldım. Bir tanesi yeni sezon ürünüydü bir tanesi de indirimli üründü. Her ikisinin de paçasının kısaltılması gerekiyordu (bugğne kadar bir pantolon alıp da paçasını kısalttırmam gerekmeyen bir durum hiç olmadı: ) ) indirimli olan ürünü tadilata yollayamayacakları gibi saçma bir uygulamaya başladıklarını söyledikleri an zaten memnuniyetsizliğim başladı. Mağaza müdürünün benim ricalarım ( gerçekten çok kibar konuştuğuma emin olun: ) ) karşısındaki kayıtsız tavrı, ve indirimli ürünü neden tadilata yollamadıkları gibi saçma bir kuralı anlayamam benı zaten yeteri kadar sinirlendirmişti ki, Pazartesi akşamı saat 6'da tadilata giden pantalonumu alabileceğimi söylemeleri, benim de pazartesi günü Yeniköyden kalkıp saat 6.30'da Nişantaşı'ndaki mağazaya gitmem, ancak pantolonumu tadilata yollamayı unutmuş olduklarını söylemeleriyle sinir kat sayım oldukça arttı. Bundan sonra yaşadıklarımız şöyledir.

Ben- peki siz bana nasıl bir çözüm üretiyorsunuz şu anda?
Satış elemanı- çok haklısınız ama unutulmuş işte, bugun istiyor musunuz pantolonu?
-Evet hemen istiyorum, ben buraya zamanımı harcayarak geldim ve bir daha gelemem lütfen bunu telafi edin.
-(Terziyi arar. ) Terzimiz kapanıyormuş, yarın alsanız olur mu?
-Müşteri memnuniyetini bu pantalonu aldığım andan beri hiçe sayan mağaza müdürünüzle konuşabilir miyim?
Mağaza müdürü- hanımefendi yapabileceğimiz birşey yok lütfen yarın gelip alın, özür diliyoruz.
- Lütfen yarın saat 6'ya kadar bana pantolonu kuryeyle yollar mısınız? Ben çalışıyorum ve bir daha buraya gelmem zor.
-Peki yollayalım.
-Kurye kapıma geldiğinde ücreti de benden istemezse sevinirim.
-Biz size şimdi ücreti size ödeticez mi dedik? (Hem suçlu, hem güçlü hem terbıyesiz! )
-Bilmiyorum artık o kadarını, yarın kuryeyi beklıyorum teşekkürler.

(ertesi gün)
Ben Topshop u ararım ve;

-İyi günler benim dün bir pantalonuım vardı bugun yollanacak durum nedir acaba?
- Ya hanımefendı biz genelde kargoyla çalışıyoruz da onu size yarın kargoyla yollasak olur mu? (Sormasam haber verılmeyecek resmen!!)
-Olmaz efendım, bugun saat 6'ya kadar lütfen pantalonu yollayın! (artık delirmiş bir vaziyette)
-İyi iyi peki yollarız. (Zahmet oldu!! )

Sonuç: Pantolon 3 saat sonra elime ulaştı. Ancak bu sefer yapılan paçayı beğenmedim. Daha fazla uğraşacak halim kalmadı gerçekten ama Nişantaşı Topshop bir müşteri kaybetti. Onlardan 3 kat küçük mağaza zincirleri bile müşteri memnuniyetine daha çok önem veriyor, bu yaşadıklarımı Shaya mağazacılağa da aynı şekilde aktaracağım.

1 Şubat 2009 Pazar

Ayılar da girebilir! ( Sadece bazıları)


Aylar önce sizlere Karl Lagerfeld'in tasarladığı lüks ayıcıktan bahsetmiştim. Açıkçası o ayıyı dünya gözüyle yakında görebileceğim pek aklıma gelmezdi:) Ama Nişantaşın'daki Longtable (Sofa Otel'in içindeki) meşhur ayıcığı getirmiş! Ayı orda Longtable'da arz-ı endam ediyor resmen, bu fikri düşünürek o ayıcığı getiren ekibi tebrik ediyorum, aman hırsızlara dikkat etsinler, zira Longtable'ın içindeki tatlı kuzucuklardan sonra şimdi de Lagerfeld ayısı meraklıların gazabına uğrayabilir:)


Sofa Hotel - Teşvikiye Caddesi No 123 -- 0212 224 81 81